22 Haziran 2020 Pazartesi

DÜNYA'DA TERÖR ÖRGÜTLERİ -2-

DÜNYA'DA TERÖR ÖRGÜTLERİ -2-



HİZBULLAH

Genel anlamda şiddet içerikli Şii İslamcı örgüt olarak tasvir edebiliriz. Fakat yazımın bir önceki kısmında da belirttiğim gibi,
kimi ülkelerin terör örgütü olarak tanımladığı oluşumlar kimi ülkelere göre bir kurtuluş hareketi olarak da tanınabilir.
Farklı ülkelerde kolları bulunan Hizbullah'ı, bulunduğu ülkeye göre; terör örgütü olarak tanınıp tanınmaması tamamen ülkelerin dahili ve harici
menfaatleriyle ilişkilidir. Örnek vermek gerekirse Afganistan-SSCB arasındaki harpte, SSCB'ye karşı direnişte bulunan EL-Kaide batılı devletler tarafından kahraman ilan edilmişti.
Günümüzde ise neredeyse çoğu dünya devletleri El-Kaide'yi terör örgütü olarak tanımaktaydı
Hizbullah'ın derinine nüfuz edecek olursak, Öncelikle 1982 yılında Lübnan'da kurulduğunu belirtelim. Sivil, siyasi, askeri kanatlarıyla kuruluş amacı 1982 yılında önce İsrail'i Lübnan'dan çıkarmak,
Daha sonra ise tamamen İsrail'i yok etmektir. Kökenini Şii mezhebine mensup müslümanlar oluşturduğu için yani mezhep kardeşliğinden doğan ciddi bir dayanışma kurulmuştur.
Humeyni'nin İran devrimini de mezhep kardeşleri olarak Lübnan'da yayma gayretine girmişlerdi. Böylelikle hem kendi propagandalarını sağlayacak hem de arkalarında güçlü bir destek barındıracaklardı.
Lübnan'da sivil halk tarafından bir sempati oluşturulsa dahi siyasi kolu yeterince desteklenmemiş ve ileride birleşip Ulusal Birlik'i kuracakları EMEL Hareketinin ardında kalmışlardır.
Birleşik Devletlere ait birçok kışla baskını ve Lübnan'da öldürülen ABD askerlerinden bizzat sorumlulardır. ABD'nin bölgeden çekilmesini sağlasalar dahi Suriye ordusu Lübnan'da kalmıştır.
Günümüzde ise yaklaşık bir ay kadar önce Hizbullah'ın faaliyetleri Avrupa'da en etkin oldukları ülke olan Almanya'da yasaklandı. Birçok camiye ve cami yönetiminden sorumluların evlerine da baskın yapıldı.
Bu durum İran tarafından şiddetle kınanıp, siyonistleri desteklemek olarak değerlendirirken ABD ve İsrail cephesinden ise takdirle karşılandı.
Hizbullah'ın Türkiye kanadı hakkında daha sonra geniş bir yazı yayınlayacağım. Hizbullah kısmını faili meçhul cinayete kurban giden, Uğur Mumcu ile aynı gün suikaste uğrayan, Hizbulllah'a büyük darbeler vuran halk kahramanı merhum Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı rahmetle anıyorum.

BOKO HARAM

Nijerya’da kurulan şeriat yanlısı terör örgütü olan Boko Haram’ın ismi, batılı tarzda eğitimin haram olduğu anlamına gelmektedir. Örgüt, silahlı radikal İslamcı bir terör örgütüdür. 2002’den bu yana Nijerya’da en az 20 bin insanın ölümünden sorumlu olan örgütün takribi 10.000 den fazla üyesi olduğu tahmin ediliyor. Yapılan eylemlerden yola çıkıp bir çıkarım yapmak gerekirse akıllara ‘Gerçek İslam bu mu?’ sorusu geliyor. Zira çocuk yaşlı, erkek kadın demeden Nijerya’da Hristiyanları katleden terör örgütünün amaçlarından dahi ne kadar saptıkları apaçıktır. Yaptıkları namertçe ve kan donduran eylemlerinin arkasında İslam’ı kötü gösterme emelleri güden birtakım güruhlar bulunduğu düşünülse de birçok İslam ülkesi Boko Haram’ı terör örgütü olarak tanımamaktadır. 

Kamplarında bir okul ve cami bulunurken, civar ülkelerden de çocukların kamplarına götürüldüğü biliniyor. 2008-2009’lu yıllarda olayların hiddeti ve sıklığı öylesine arttı ki tesir alanındaki şehirlerde kaçmalar yaşandı hatta kaçan insanların sayısının 2 milyon civarında olduğu belirtiliyor. 2009 yılında cereyan eden ve Boko Haram’ın sonunun geldiğini düşündüren olayda liderleri Muhammed Yusuf yakalanıp gözaltındayken televizyona çıkarıldı ve kurşuna dizilerek öldürüldü. Lakin örgüt dağılmadı günümüzde dahi kundaklama, cinayet, alıkoyma, yağmalama gibi eylemlerle zaman zaman gündeme gelmektedirler. 

Yaşanan olayları da 2011 yılında bölünen ve hala kanın gövdeyi götürdüğü Sudan’a benzetebiliriz. Federal Cumhuriyet biçimiyle yönetilen Nijerya’da şeriat yanlısı bu örgüt Nijerya’nın kuzeydoğu bölgesine konuşlanırken en belirgin odakları da güney kesimlerde yaşan petrollere sahip Hristiyan kitledir. Boko Haram Nijerya’nın ciddi bir kesmini tarumar ederken arkasında duranları da ciddi manada bizlere düşündürüyor. 

HAMAS

Tam ismi Harakat al-Muqawama al-İslamiyye olan Filistin'de propaganda, askeri ve siyasi olmak üzere üç kola sahip olan paramiliter terör örgütüdür hatta Filistin’de bulunan paramiliter örgütlerin en büyüğüdür. Kuruluşu 1987’ye dayanan Hamas’ın merkezi Filistin’in Gazze kentinde bulunmaktadır. Filistin parlamentosunda çoğunluğu elinde tutan Hamas, Birlşemiş Milletler, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır. Örgütün kurucusu ve en bilinen lideri Şeyh Ahmed Yasin Mart 2004’te füzeli bir saldırıda öldürülmüştür. Daha sonra yine kurucular arasında yer alan Abdul Aziz al-Rantissi’nin Nisan 2004’te bir suikastten önce liderliği deşifre olmuştur. Başlangıçta ise Mısır’ın Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin kanadı olarak kurulmuştur.

 Görünürde bir direniş hareketi gibi algılanabilir fakat Hamas’ın manifestosunda, bulduğun her yahudiyi öldüreceksin maddesi Hamas’ı ayan beyan terörizm kanadına çekmektedir ve birçok eylemlerinde Filistin’in zararına hareket ettiklerini söyleyebilirim. Ayriyeten belirtmem gerekiyor ki, Hamasın tüzüğünde Yahudi devletiyle kalıcı bir barışın yasaklandığı da yazmaktadır. Canlı bomba saldırıları, roketli saldırılar sınır ötesinde yüzlerce İsraillinin ölümüne neden olmuştur. Sivilleri katleden ve öldürme odaklı olan bu terör örgütünün finansmanını ise, Göç etmiş zengin Filistinliler, İran Hükumeti ve Körfez ülkelerinin sağladığı bilgisi de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından sağlanmaktadır.

***

Suçsuz insanların ölümüne neden olan her türlü terörizm faaliyetlerini tekrardan lanetleyerek yazımı noktalıyorum ve yine belirtiyorum ki mürekkebin akmadığı yerden kan akar.